23 Haz 2011

gece yarısı mesaisi

Yine geceleyin üç adet otuz üçlük bira tüketimine geçtik. Onun ardından da soğan-patlıcan-makarnalı bir değişik yemekten tırtıklayarak, bunların hepsinin üzerine de göz büyüklüğünde bir çikolata yenmiştir. Afiyet olmuştur yine olmasına ama, bu saatlere kadar oturmanın hiç mi hiç gereği yoktur.

22 Haz 2011

neler neler

Öğle yemeği yemem gereken saatlerde süpermarketten aşırdığım donut ve kuruvasan türünde şeylerden atıştırdım. Ardından üç burger köftesi, dandik bir basit ekmek, içi geçmiş salata ve garip soslar üzerine bacon denilen et parçaları içeren bir büyük hamburger aldım, onun yanında en aşağı 30 saat kızartma için kullanılmış yağda pişen patates yedim ve kola içtim. Yavaş yavaş ve sinsi bir şekilde ölebilirim tüm bu beslenme hatalarımdan dolayı. Afiyet olduğu filan yok. Öğle yemeğini atladım. Güneş çok geç battığı için öğle yemeği yiyormuşçasına ama 8'den önce bitirmek kaydıyla yedim yemeğimi. Afiyet oldu gibi.

nutella yaa

Yine birkaç dilim ekmeği Nutella ile şahlandırdım.

21 Haz 2011

bütün gün

Sabah kalktım ve ivedilikle 2-3 dilim süper biyo kepek ekmeğine Nutella sürdüm yedim. Ardından öğle saatlerinden biraz geç bir saatte, 33 santimetrelik baget ekmeği içine hamburger köftesi, yeşillik ve domates koydurup, içine mayonez sıktırdım. Onu da afiyetle yedim.

Sonrası gece saatlerine kadar üç ufak şişe bira içerek geçti. İkisi hafif, biri ise alkol ve şeker bakımından yüksek biralardı. Saatler ilerledikçe şekerimsi şeylerin tüketimi zararlı olmaya başladığından, ve bunu da bildiğimden, saat gece yarısına doğru bolca patates kızartması yedim. Hem glisemik endeksi yüksek, hem de trans yağ içeriyor. O dükkanın kızartma yağı da son on saattir kim bilir neleri kızarmıştır.

Bunlardan sonra da sağlıksızlığıma devam edebileceğime inandığımdan dolayı, kapanışı bir kutu şekerli içecekle bitirdim. Ancak bu kola değildi. Zira kafein alıp uykumu kaçıracak kadar keyifsiz değildim bu akşam.

20 Haz 2011

götüüür!

Akşam atıştırdığım bademlerin üzerine gece yarısı da tam boy hazır pizza yaptım. Pizza yine mantarlıydı, geçen seferki gibi. Lezzetli oluyor eşşoğlueşşek. Yanında da bir bardak dandik portakal suyu. Bu gece tokum.

dürdüm

Dürüm yedim. Yanında da iki bardak o hayırsız portakal suyu. Akşam yemeği için çok erken, öğle yemeği içinse çok geç oldu ama ilerleyen saatlerde ne olacağını kestiremiyorum.

nat nat nat

Yine Nutella'lı ekmek oldu kahvaltım. Evet, yumurta haşlayacak zamanım yok belki? Var aslında ama üşeniyorum, tamam.

350 beygir

Yani kalori. Yeni güne girerken, yine sabaha karşı Pepsi içeceği ve Mars çikolatası edinerek konsantrasyon ve enerji topladım. Onlar da benim götümde göbeğimde toplanacaklar. Dünyanın en sakat işini yapmaktan ayrı bir zevk alıyorum ama ne yalan söyleyeyim.

19 Haz 2011

of of of

Tekrar salatalı yemeklere hızlı bir giriş yaptım. Etimi çok güzel pişirdim, hafif zeytinyağı ve karabiberle, lokum gibi oldu. Yanında makarna yaptım, makarnaya tereyağı koydum. Yine o kör olasıca paket portakal sularının sonuncusunu açtım. Bir bardak içtim. Salatam da marketten aldığım karışık, domates ve havuçtan ibaretti. Limon sıktım, biraz da zeytinyağı. Yemekten önce de ceviz yemiştim bir avuç. Oldu sanırım.

nutellandım

Yine bir üşengeç kahvaltısıyla ekmek dilimleri ve bol Nutella'ya boğdum kendimi. Lezzetli de mübarek. Finduk var ne de olsa!

gece gece elma

Evet efendim. Elma yedim.

18 Haz 2011

eski dost makarna

Yemek yemeden önce fındık ve ceviz atıştırdım. Fındık stoğum bitti. Bir iki kaşık da mesir yedim. Sonrasında bir tabak makarnanın üzerine tereyağı-sarımsak-domates-yumurta-karabiber'den oluşan garip bir sos hazırladım. Afiyetle yedim. Tadı fena olmadı ama çok geçiştirici bir yemekti. Salata yapmaya üşendim. Afiyet oldu mu göreceğiz.

yine aşınca çayın suyu boyunu

Yediklerimi geri çıkaramam. Kahvaltımı baştan yapamam. Bir daha geri dönemem. Dört dilim ekmek üzerine Nutella'yı sürerek üşengeçliğin sınırlarında bir kahvaltı çıkardım. Nutella dediğimiz şey o kadar zararlı ki, şeker mi ararsınız, bitkisel yağ mı, süt tozu mu, soya mı? Bir de dengeli kahvaltı için iki dilim nutellalı ekmek, süt ve portakal suyu yazmışlar üstüne. Yok artık Ferrero Rocher!

17 Haz 2011

yine kola'ya kaçtım

Maalesef göreceli enerji ve konsantrasyon sağlamak adına böyle şeyler yapıyorum. ümidim eski bağımlılıkları hatırlamamak.

badem balık

Akşam yemeği saatini badem yiyerek geçiştirince ve vakit olarak da bayağı geç kalınca, biraz salatanın üzerine konserve somon balığı açtım ve yedim. Üzerlerine limon sıktım yemeden önce. Konservenin içinde katkı olarak bitkisel yağ yoktu, sadece tuz ve su. Kalitesiz yağ olacaksa hiç olmasın daha iyi denebilir. Afiyet oldu bile.

aceleyle kalkan sindirmek için oturur

Sabah daha hızlı bir kahvaltı edebilmek uğruna elim Nutella'ya gitmişken, vazgeçip ufak bir kâsede salata, domates ve limon olayına giriştim. Bir yumurta haşladım ve onu yine bir dilim ekmekle yedim. Yumurtanın sarısı akıyordu. Ancak aldığım yumurtalardan pek memnun değilim, ucuzundan aldım ve başarısızlar. Burada kafes, açık hava, tamamen biyo diye sınıflandırmalar var yumurtaları çıkaran tavuklar hakkında. O açıdan bilgilendirici ve güzel.

Neyse efendim, kahvaltımı bir dilim ballı polenli ekmekle bitirerek ivedilikle evden çıktım. Bunun üzerinden belki üç saat geçmedi ki, genel bir açlık ve üşengeçlik hissiyle yine et dürüme yöneldim. Onun içinde bolca et, ince olduğu için tercih sebebim olan lavaş, salatalar filan vardı. Ekstradan patates kızartması koydurdum içine, ama pek sağlıklı bir ekleme değildi bu yaptığım. Yine afiyet oldu.

ders nezaretinde atıştırma

Beyine kan gitmesi ve tansiyonun geri gelmesi amacıyla bir adet muzu mideye yuvarlarken, arkadaşın masaya koyduğu tuzlu fıstıktan da tırtıklanmıştır. Sabah ola hayrola diyerek, bir büyük bardak su içerek (gerçi bardak kullanmıyorum, plastikçiyim ve kansere davetiye çıkarıyorum) midemizi kandıracağız.

16 Haz 2011

koka içtim kola içtim

Bir kutu kola içtim. Şekerlisinden. Gocunmadım. Biraz yapay enerjiye ihtiyacım var. Adamlar 35 gram şekeri 330ml kutunun içine nasıl sığdırıyorlar aklım ermiyor. Resmen şurup bu.

yusyuvarlak

Yemekten önce iki avuç fındıkla, fındık stoğumuzu derinlerden sarstıktan sonra, akşam yemeğini geç kalmadan yemeğe karar vererek çalışmalara koyulduk. Bir hazır mantarlı pizza ki, dünyanın en fazla katkı maddesi içeren şeyi olabilir. Bunu düşünün. Bir de dandik bir fırında, bunun üstünün çok altının az piştiğini düşünün. İşte size sağlıksızlık. Üç beyazdan hepsini içeriyor.

Tüm bu başarısız hamleleri bertaraf etmek için yeşillik, havuç ve zeytinyağı içeren basit bir salata yaptım yanına. Ama yine o iki gün önce açıp da bitirmek durumunda olduğum dandik portakal suyundan koydum bir bardak. Portakal suyum bitti. Afiyet şeker oldu.

sarı sarı lop lop

Karışık market salatamı yıkadım, üzerine biraz yeşil salata kestim. Bol suyla yıkadım, Almanlar gibi hıyar değilim. Üzerine domates kestim. Çedar peyniri dilimledim. Limon sıktım ve sızma zeytinyağımdan döktüm. Bu şablon fiksleşmeye başladı denebilir. Beri yanda haşladığım yumurtalarımı ne salatanın içine akacak ne de sarısının rengi uçacak kadar haşladım, salataya ekledim. Yanında iki dilim ekmek yedim. Bu seferki kepekli biyo olandan değil, ama lezzetli ve bol tohumlu başka bir ekmek, bir alt kademe olması gerekiyor. Ekmeğin ikinci dilimi yine Bolu balımdan ve polenimden nasiplendi. Böyle kahvaltıya can kurban. Su içiyorum, ama artık marketten aldığım SPA marka sudan değil, musluktan dayamaya başladım. Uzun süredir su taşımaktan bıkmıştım zaten, değirmen dönmüyordu.

kuru ve gece yemiş

Sinirimi yatıştırmak için birer avuç ceviz-fındık-badem'e koştum. Yakında onlar tükenecek, yerlerine yenilerini koyamayınca ben nereye doğru koşacağım bakalım! Afiyet oldu gibi.

15 Haz 2011

üşeniyorum öyleyse yerim

Üşendiğim için uzun süre yemek pişirerek vakit geçirmek istemiyordum. Keza, bu akşam yemeğindeki etimin de dışı pişmiş, içi pembe kalmıştı. Önemsemedim. Zaten fazla pişirmek zararlı. Bu hayvanlar boynuzdan tırnağa antibiyotikli olduklarından dolayı hiçbir hijyenik kaygı yok.

Makarna yaptım, yanına çedar dilimledim (rendelemedim bile o kadar üşendim), azıcık zeytinyağıyla pişirdiğim eti yedim yanında. Marketten aldığım karışık salatanın yanına domates kestim, sadece limon sıktım. Zeytinyağı seviyemiz alarm veriyor, ayda bir şişe tüketmek yeterli olacaktır zaten!

Tüm bunların üzerine de dün açtığım portakal suyunu içmeye devam ettim. İçtikçe güzelleştim. Güzelleştikçe içtim. Afiyet oldu.

taze taze

Süpermarketten aldığım ekmekten iki dilim ve yine oradan aldığım çikolatanın tamamını yedim. Gramaj olarak fazla olmasa da bünyeye uzun zamandır böyle salt şeker girmediğinden havalarda uçuyorum. Ciddi anlamda zevk verdi. Çikolata yiyecekseniz kakao oranı yüksek ve tadı bir şeye benzemeyenlerden tercih edin. Çünkü onların içinde daha az gereksiz yağ ve şeker olacaktır. Saygılar.

geç öten horozun kahvaltısı geç olurmuş

Sıkıntı yok. Önce bir kaşık mesir yedim. Biraz oyalandım. Sonrasında yeşillik, zeytin, havuç, haşlanmış yumurtadan oluşan salatamı yedim. Yanında yarım dilim kepek ekmeği vardı. Zeytinyağı döktüm. Dün açtığım dandik portakal suyu heba olmasın diye de ondan bir bardak içiverdim. Gül gibiyim.

14 Haz 2011

akşama doğru azalırsa tokluk

Yemekten önce bir avuçluk ceviz-badem-fındık kombinasyonumuzun üzerine bir tatlı kaşığı da mesir patlattıktan sonra her şeye hazırdık. Ancak hızlıca bir şeyler hazırlama hissiyatında olmam, beni buzluğa yöneltti ve içinde envai çeşit katkı maddesi bulunduran peynirli bir pizza yapıverdim. Onun yarısını yedim. Yanına da gidip mısır özü ya da ay çiçeği mi onu bile bilmediğim, yüksek ısılara çıkınca damar tıkayan o aptal kızartma sistemiyle fish fingers adı altında markette satılan, dondurulmuş, belli bir yüzdesi balık olup geri kalanı soya, ot, un olan hazır yiyeceği pişirdim. Bu ikisi çok lezzetli oldu. Ne kadar zararlı o kadar lezzetli. Üzerine de "sen misin sağlıksız beslenen nesil?" dedim kendime ve portakal konsantresinden üretilmiş dandik bir portakal suyu içtim. Afiyet oldu.

öğlen iki de olsa adı kahvaltı

Yine bir domatesli menemeni tuz, karabiber ve iki yumurtadan yola çıkarak meydana getirdik. Yanında yeşillik salata ve bir havuç, üzerine biraz zeytinyağı. Bir dilim kepek ekmeğini menemenle, diğerini ise ballı-polenli olarak tükettim. Yola devam.

PS: Salonda arkadaşların bıraktığı cips tabağından 3-4 cips arakladım. İtiraf ediyorum.

13 Haz 2011

korkunç günün akşamı

Ufak bir dürüm yanında ayran içtim ki bünyeyi temizleyebileyim.

her şey bombok

Dün gece son yediklerimin nihai yeri belli oldu, klozet. Şu saatte ancak kendime gelebildim ve birer avuç ceviz-fındık-badem yedim. Su devamlı içiyorum, belki bir işe yarar diye. Tamamen toparlanmam bir on iki saati daha bulacak sanırım.

süplöman

Esrarlı domates sosunu o kadar beğendik ki, onu bir makarnayla taçlandıralım dedik. Lezzet konuştu. Karabiber, kırmızı toz biber, tereyağı ve ev yapımı domates-biberli delişmen bir salçamsı. Bu geç saatte hızlıca basit şekere dönüşebilecek şeyler yemek günahların en büyüğü olsa gerek. Kola-viski bitince, kola-votka'ya geçildi. Miktarlar kesinlikle abartı değil. Haliyle gece uzun, kahvaltıdan saymıyorum.

12 Haz 2011

mantı-mantık

Mantıyı yaptık. Pek diri olmadı ama tadında başarı vardı. Üzerine sarımsaklı yoğurt ve salça-domates-tereyağ-esrar sosu (evet esrarı tereyağında kızarttık). Sos özellikle çok lezzetliydi. Taraflı tarafsız herkes beğendi. Yemek üzerine bir süre geçtikten sonra mozaik adlı tatlıdan yedim. Onun içinde bisküvi filan olabilir. Çikolata ve margarin zaten var. Kakao da vardır büyük ihtimalle. Hepsi çok zararlılar. Yemeğe de sekiz kırk beşte başladığımız için gayet sağlıksız bir ortam söz konusu. Üstelik yemek hazırlarken baget ekmek içinde salam içeren bir sandviç yedim. Yedim derken, iki ısırık aldım. Mantıları haşlamadan hemen önce bir çay kaşığı mesirle kendime moral verdim. Yemeğin yanında da viski kola içtim. Fena değildi. Kesinlikle fena değildi. %49 oranıyla her şey başarılıydı. Beklenen balkona çıktım, bir nefes aldım.

sonunda düzgün bir kahvaltı

İnsani saatlerde uyanabildiğim için hemen bir menemenimsi hazırladım kendime. Yumurtanın sarısını dağıtmadım, o kısmın az pişmişi makbul. Esasında yumurta hem hor görülmeye çalışılmış bir besin kaynağı olmakla birlikte, bir hücreye hayat veren manitu da onun ne kadar sağlıklı bir şey olduğunu bizlere kanıtlamıştır diye düşünüyorum. Neydi? Kolesterol lazımdı ve yararlıydı.

Bu sefer tereyağıyla değil de zeytin yağıyla yaptım menemeni. Neden bilmiyorum, içimden öyle geldi. Domates, karabiber, tuz koydum. İki yumurtayla pişerken üzerine ufak çedar peyniri rendeleri serptim. Eridiler filan bir güzel. Menemen olduktan sonra sadece yeşillik yedim yanında. Bir de kepek ekmeği.



İkinci kepek ekmeğimin ise üzerine (her zamanki gibi) Bolu balımı sürdüm, polenimi serptim. İşte mükemmel kahvaltı. Sabah uyandığımda da iki çay kaşığı mesir macunu yemiştim. Şimdi heyecanla akşamı bekliyoruz. Evet, sadece Genel Seçimler yok. Mantı var!

yeni güne merhaba

Yine sabaha geceden başlayarak, saat üç ila dört arası antep fıstık yiyerek girdim. Antep fıstığı süper protein ve yağ içeriyor. Yağlar vücut için gerekli. Geçen gün Vedat Milor bile kızartma sağlıksız ama ben etin yağlısını severim dedi. Beyrut'taydı. Doğru yağı yedikten sonra hiç sorun yok. Yararlı şeyler bunlar, hem de çok!

11 Haz 2011

ne yedim belli değil



Etimi pişirdim, içinde yumurta ihtiva ettiği söylenen makarnamı haşladım, ki makarnanın miktarı fazla değildi. Yanında yeşillikli ve market karışığı salatam, havucum ve domatesim vardı. Oturup yedim bunları. Öyle acele etmeden yedim ama, yavaş yavaş. Yine protein zenginlikli, ama bu sefer günlerdir uzak durduğum karbonhidrattan da biraz aldım. Aslında uzak durmak ya da kaçmak gibi isteklerim yok. Normalde karbonhidratı makarna ya da pilav gibi hızla şekere dönüşebilen mamüllerden değil de bakliyatlardan alabilsek süper olacak. Ancak yalnız yaşadığım için tencere yemeği konseptine bayağı uzak kalmaktayım ve bu yüzden bakliyatlarla aram açık. Yine bir şekilde afiyet oldu!

yine kahvaltı yok

Rezil durumlardayız. Öğlen üç buçukta uyandığımız için güne sağlıksız bir başlangıç yaparak, bir dilim kepek ekmeği üzerine Bolu balı sürdüm ve üzerine polen serptim. Markette İglo'nun balık ürünlerini elime tutuşturdular iki lokma ondan yedim, hemen de yemek öncesi zeytin-çedar peyniri atıştırarak eşşek gibi 350 gram etimin pişmesini bekliyorum. Aslında bok gibi bir yemek düzeninde ilerlediğimi söyleyebiliriz. Rahatlıkla söyleyebiliriz bunu evet.

bir avuç badem

Sabaha karşı badem yemeğe bayılırım. Cidden her zaman yapılması gereken bir şey bu! Uyku düzeninin bozulması yüzünden akşam 7 buçukta yediğimiz yemeğin sekiz saat sonra tesirini yitirmesi normal karşılanabilir. Ancak bu saatte uyumuyor olmamız hiçbir biyolojik nedene dayandırılamaz. İşte şimdi afiyet oldu!

10 Haz 2011

uykulu gözlerde döndüm akşam yemeğinden

Güne muz yiyerek merhaba demiştim, ama uyku elzemdi. Sınavın yarattığı adrenalini vücuttan atınca, boş midemi su içerek yıkadım ve uyudum. Hemen uyumadan önce bir şeyler atıştırmam hayli gereksizdi. Dayanamayacak durumda olsam elbet tıkardım ağzıma öteyi ve beriyi, ancak şekerli gıdalara bu kadar abanmayınca "dayanamayacak" duruma gelmeniz biraz güçleşiyor. Bu da uygulamaya çalıştığım şeyin getirilerinden biri. Suyla mide doyar mı demeyin. Çünkü doymaz! Ancak çay, kahve, kola triosu bize onlarla beraber aldığımız sıvıdan fazlasını kaybettirdiği için kısır döngüye sokturan içeceklerden. Meyve suları ise süper pahalı ve cam şişede olmadıkça, gerçek bir meyvenin yerini tutamaz. Zaten meyvelerde de früktoz olduğundan aşırı tüketimin pek tavsiye edilmediğini biliyoruz. Ancak bir nokta, meyveler tabii ki şekerli gıdalarla aynı kefeye konulamaz, lifli ve sağlıklılar, ben günde beş elma yemenin çok faydası olmaz diyorum. Peki geriye ne kaldı? Su. Peki ne kadar içmeli? Galonla!.. Hayır, çok affedersiniz, çok ayıp, çok şey ama idrarınızın rengini Galatasaray spor kulübünün sarısından uzak bir şeffaflıkta tutabiliyorsanız bu size yeter.

Akşam yemeği bâbında da oturdum kabak dilimledim, küçük küçük. Bir tencereye biraz zeytinyağı koydum. Biraz kıyma, tuz ve biber. Kıymayı hafif çevirdikten sonra kabak parçalarını koydum. Tencerenin ağzını kapattım (Emine S. Beder kıvamına gelmek üzereyim), kabaklar yavşadıktan sonra üzerine iki yumurta kırdım, birkaç kez karıştırdım, oldu bize kabak çintmesi denilen garip yemek. Tabii normalde kıyma konmaz ama ben ekstra protein alayım dedim. Günlerdir sürünüyoruz. Saat yedi sularında yedim bu yemeği, yanlış olmasın.

Yanında da yine evlere şenlik salatamı yaptım. Yeşillik, karışık paketlenmiş salata, zeytin, biraz çedar peyniri, havuç, domates, maydanoz, limon sıkıldı, zeytinyağı döküldü. Tüm bunların yanında da bir dilim süper bio kepek ekmeğinden yedim. Evet, hâlâ bitmedi o bereketli ekmeğim. Amin.

sınav öncesi zihin açıcı

Yalan tabii bunlar. Dün geceden kalma abiniz için yol açıcı bir şeyler atıştırdım da öyle sokağa çıkabildim. Bisiklet filan çeviriyoruz yani, yanlış anlaşılmasın, gidon başında uyuyakalmak ciddi sonuçlara yol açabilirdi. Sabah sekizde bir avuç ceviz ve fındık, iki çay kaşığı mesir yine işe yaradı. Bu kuru yemişlerin yağları çok faydalı. İçerdikleri kolesterol damarlara tıkaç olarak değil, beyine besin olarak işleniyor. Bizim (yine ve yine altını çizeceğim şey) damarlarımızı tıkayan şey de, şekerli-unlu gıdaları çokça tüketirken, bir de yanında trans yağ içeren yemekler yapmak, omega-6 yönünden abarmış margarinleri yemeğimizin içine katmak. Aman dikkat, yoksa boğazımdan geçmez.

sabah oldu hayroldu

Ben bir muz atıştırdım ve güne merhaba dedim. Ne gün ama!

gece dört atıştırması

Bu pek tasvip edilmeyen bir durum. Bir adet Mars çikolatası ve yarım litre CocaCola var elimde. Bu tür ürünler kafadan şeker içerdikleri için, hele hele bu saatte yendikleri için direkt yağ olarak muhtelif yerlere gidecekler. Ne dolaşıma, ne sindirime, ne de enerjime bir katkısı olmayacak. Kan şekeri mastürbasyonu olarak adlandırabiliriz bu atıştırma halini.

Şimdi efendim, gitseydin light kola alsaydın ya da bir zero çaksaydın diyenler olabilir. Onlar da o kadar masum değiller. İçerdikleri tatlandırıcı maddelerin vücutta metil alkole dönüşmesinden mi bahsedeyim, yoksa tatlandırıcının boş yere vücudumda alarm verip insülin salgılatarak beni daha çok şeker krizine sokmasını mı anlatayım? Bu da gidip daha fazla yemek demek. Adam gibi şekerlisinden içerim. Afiyet oldu!

9 Haz 2011

direkt akşam yemeği

Öğle yemeği namına sadece birer avuç olacak kadar ceviz-badem-fındık yedim ve iki çay kaşığı mesir macunumdan yedim. Akşam yemek hazırlamaya üşenerek, ve aslında saat 8'den önce bitirmem gereken bu beslenme sürecine ihtimam göstermeyerek bir dürüm döner yiyerek karşılık verdim. İçinde soğan yeşillik gibi şeyler mevcuttu. Ancak eti çok sentetik durduğundan pek güven vermiyordu. Andalouse sosu vardı içinde. Üzerine de hafif bir bira içtim, 25cl. Bunları yedim diye ölecek değilim. Sadece kayıt altına alma endişem vardı, onu yerine getiriyorum.

normal bir kahvaltı

Öncelikle kalkar kalkmaz yemedim. Bu önemli. Bir yere yetişme derdiniz yoksa ağzınıza tıkar gibi kahvaltı yapmayın. Zaten, kahvaltı kelimesi Osmanlı Devleti zamanında, yurdumuza kahve kültürü yerleştiği zamanlarda ortaya çıkmış; millet boş mideye kahve içemediği için, altına kuru sıkı bir şeyler doldurma arayışına gitmiş ve kahve-altı diye bildiğimiz sözcük türemiş. Nasıl da yazıyorum!

Atalarımızı düşünün. Bir caveman. Üzerinde post, ayakları çıplak, elinde tahta sopa filan. Mağaradan dışarı çıkıp önce birkaç ot toplamaya gidiyor, sonra yumurta aramaya gidiyor, ağaçtan zeytin topluyor (Ege'liyse şanslı tabii), domates, salata filan topluyor. Meyve yok, çünkü meyveyi biz diktiğimiz için bu kadar çok var. Elma bahçeleri diye bir konsept yok. Bulabildiği zaman meyve yiyor. Sonra evine dönüyor, pişirmeye geçiyorlar. Cavewoman da ateşi yakmış bu sırasa evde. Tüm bunları halletmek öğleni buluyor. Tabii arkadaşımız hayvan da avlamış olabilir, ama onun için biraz koşturması lazım, önce bir kahvaltısını etsin.

Görüldüğü gibi ekmek filan yok ortalıkta. Zaten buğday aşağı yukarı 10 bin sene önce evcilleştirildi. Biz 40 bin senedir aynı genleri işletiyoruz. Yani, bizim insan olmamız için una ihtiyacımız yoktu. O yüzden kahvaltıda ya da akşam yemeğinde ekmek yememize gerek yok.

Şimdi benim kahvaltıma gelecek olursak; bir adet domates, kaya tuzu, karabiber ve iki adet yumurtadan oluşan bir menemen yaptım. Tavaya bir parça tereyağı koydum. Ama buradaki tereyağları bizim bildiğimiz sarı olanlar değil, büyük ihtimalle de zararlılar. Doğal yöntemlerle elde edilen tereyağlarında bir problem yok çünkü. Hayvansal yağların hiçbirinde sorun yok. Neyse, menemen formunu vermemin amacı yumurtayı pişirirken bokunu çıkarmamak, sarısını çok pişirmeden yiyebilmek. Besin değerlerini harcamamak. Zaten bütün yediklerimizin %60'ını çiğ halde tüketebilsek, bu benzetmeye çalıştığım beslenme formuna ulaşıyoruz.

Yanında bir salata yaptım; dün saydığım yeşil şey, karışık doğranmış market salatası, maydanoz, havuç, limon sıktım, sızma zeytinyağı döktüm. Diğer tarafta da birkaç dilim emmantel peyniri (kaşara benzeyen yağsız şey) ve zeytin yedim.

Menemenimi yerken bir dilim süper biyolojik kepek ekmeğinin yarısını yedim. Kalan yarısına Bolu balımı sürdüm ve üzerine toz polenleri yapıştırdım. Sonra hızımı alamadım ve aynı yarım dilim boyutundaki bir ekmeğe daha benzer işlemi yaptım ve afiyet oldu. Polen denilen ufak sarı tozun içinde bilimum aminoasit ve vitamin-mineral bulunduğundan "gençleştirici iksir" mahiyetinde yenebiliyor. Ben kendimi tatmin amaçlı tüketiyorum, o ayrı.

Gayemin zayıflamak olmadığını anlatabilmişimdir umarım. Örneğin, dün akşam yediğim salatayı normalde "ara öğün, ana öğün, babafingo öğünü, kibrit kutusu peynir, penis kadar muz" diye takılan kalori sayacı kafalı insanlar tek seferde oturup bitiremezler. Çünkü mide hacimleri yetmez. Mide hacminin küçük olması ne demek? Hemencecik acıkacağım ve başka şeyler tüketmeye geçeceğim demek. E biz en az üç saatlik açlık halimizi idame ettirelim ki hormonal sistemimizin düzgün çalışmasına yardım edelim değil mi? Ben eğer üç saat aç kalmaya dayanamıyorsam, bu demektir ki vücudumdaki yağları yakıt olarak kullanamıyorum ve bunlar göbek olarak bende depolanma eğilimindeler.

Nihayetinde ben doydum, ama inanın, sizsiz boğazımdan geçmedi!

8 Haz 2011

début

Bugün sikindirik bir gün olmaya adaydı. Saat öğlen iki gibi uyandım. Bir süredir elimde bulundurduğum ceviz-fındık-badem trio'suyla günü açtım. Birer avuç denebilecek kadar yedim. Yanlarında iki kaşık mesir macunu yedim de, kendime geldim. Bunlardan bir saat kadar sonra da markette bio yazdığı için aldığım, ama daha ucuz poşete koyup 1,5€ kâra geçtiğim ekmeğin bir diliminin üzerine, Bolu yöresinden geldiği iddia edilen balı sürdüm, onun üzerine de şu bizim bildiğimiz sarı polen tozlarından döktüm. Afiyetle yedim.

Bir süredir yurt dışında yaşadığım için buradaki yemek alışkanlıkları değişiklik gösterdi. Daha doğrusu gözümü açtı. Mutfak kaleminden tasarruf yapayım derken dünyanın en ucuz şeyi olan (belki BİM marketlerinden de ucuzdur) Alman ALDİ marketine ve onun kendi ürünlerine yöneldim. Bozulmayan yoğurt, buzdolabına bile ihtiyaç duymadan bir yıl dayanan çedar peyniri ve bunlarla aynı fabrikalarda üretildiğini tahmin ettiğim bilimum hazır hamburger, pizza ve türevlerini tükettim. İnanılmaz bir sonuç alarak, yarı yarıya azalttığım mutfak masrafım, haftada 3 gün spor yapmama rağmen, bana göbek olarak geri dönmüştü. Sanırım yanlış besleniyordum.

Ardından beslenmebülteni.com diye bir siteye sardım. Baktım ki ben hakikaten yanlış şeyler yiyormuşum. Ne zaman öleceğimi fazla takan bir insan değilim ama ölene kadar da evde makarna haşlarken içine girdiğim glikoz krizi dolayısıyla ellerimin titremesi, o reklamlarda güler yüzle yemek hazırlayan insanlardan çok uzakta olmam, heyecan içinde ve aceleci bir biçimde yemeğe oturup, önümdekileri (makarna-sosis) beş dakika içinde süpürmem pek de marifet değildi. En az üç saat açlık süresinde salgılamam gereken leptin hormonundan bi' haberdim. Bunun gibi bir sürü yanlış şey.

Kısacası, ben de bir zamanlar "abi midem kazındı ya bişiler yesek" modunda yaşayan, ettiği kahvaltı kesinlikle tutmayan, okulda öğle yemeğine ağlayarak giden, hepsinden öte açlığını mide gurultusundan önce ellerinin titremesiyle fark eden, zavallı bir biyolojik bütünlüktüm.

Neyse efendim, saat sekizi geçirmeden de (bu saatten sonra alınacak her türlü unlu şekerli gıda %80 ihtimalle göbeğe yerleşiyor) bir salata yaptım ki, evlere şenlik.
İçine;

-Maydonoz
-Yeşil yuvarlak yaprak yaprak dağılan salata modeli
-Marketten aldığım, bir üstteki maddeden, rende havuç ve mor şey içeren hazır doğranmış salata
-Domates
-Havuç
-Zeytin
-Taze soğan
-Limon sıktım
-Zeytinyağı döktüm
-Bitkisel yağ eklenmemiş ton balığı konservesi koydum

Böylece salatam hayvani boyutlara ulaştı. Yirmi dakikadan uzun sürmek üzere geviş getire getire yedim. Yanında da iki dilim kadar o polenli balı yediğim ekmekten yedim. Ama bu dilimleri süpermarketteki makina kesiyor ve her dilim yarım santim var-yok. Onun kadar kaloriyi Hande Ateizi'yi tokatlasam yakarım. Durun bir de fotoğraf koyayım, tarz olsun, diyet blogları gibi olsun.


Netice itibariyle akşama kadar başka bir şey yemeyi hedeflemiyorum. Hareket falan da edecek değilim. Bir de uzun süredir meşrubat olayını sonlandırmış durumdayım. Zaten markete yürüyerek gidip geldiğim için taşımaktan üşeniyordum. İsabet oldu. Portakal suyu lıkır lıkır gidiyor ama o gerçek portakal suyu değil ki? Konsantresinden imal etmiş dangalak. Yani tamam, sen içine şeker koymadın, ama konsantresi şeker içemiyor mu? Kaldı ki sadece basit şeker değil, onunla aynı etkiyi oluşturabilen früktoz da yeterince zararlıymış. Ette sebzede sınır tanımamalı ama meyveyi de abartmamalı deniyor. Neyse, bunların hepsine zamanı gelince değiniriz.

Şimdilik hoşbulduk.